İçeriğe geç

Soytarı – Maksim Gorki

maksim gorki

Açgözlülüğüm ile sepetimi doldurmaya çalıştığım bir dönemde karşıma çıkan Soytarı kitabı; Yüksel Yayınevinden çıkmış ve 1944 birinci baskısının çevirisi Hasan Ali Ediz tarafından yapılmış.

Sararmış ve yıpranmış sayfalarıyla kitabı elime aldığımda, 12-13 yaşlarımdaymışım da sıcak bir yaz günü babaannemin kerpiç evinde sıkıntıdan etrafı kurcalarken, babamdan veya amcamdan kalma eski kitaplardan birisini, duvara gömülmüş ve perdeyle gizlenmiş bir kitaplıktan bulmuşum da heyecanla sayfalarını karıştırıyormuşum hissini yaşattı.

Daha önce yazarın; Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim kitaplarını okumuştum. Rus edebiyatından okuduğum birçok esere konu olan sıradan karakterlerin çektikleri sıkıntılar, fakirlik, gelecek kaygıları gibi konuların yanında içerisinde bulundukları aile yapısı ve günlük hayatları bakımından da bizlere çok benzer yaşantılar anlatıldığından olsa gerek, bu eserleri diğerlerine nazaran daha içten bulmuşumdur.

Daha önce farklı bir incelemede de hikaye kitapları ile aramın olmadığını belirttiğimi hatırlıyorum. Anlatılan konulardaki yarım kalmışlık hissini sevmiyorum. Özellikle yazarın, bana göre hiç olmayacak bir yerde anlatmayı bırakıp, devam etmemeye karar vermesi ve işte hepsi bu kadar gerisi size kalmış ne yaparsanız yapın demesi, biz okurları dipsiz bir kuyuya atmaktan farksız geliyor bana.

Ancak kitabın ön sözünde Hasan Ali Ediz bizlere hikaye yazmanın öneminden ve yazmaya yeni başlayacak kişilerin neden hikaye yazmakla işe başlamaları gerektiğinden kısaca bahsediyor. Hatta bu tip kişileri Maksim Gorki okumaya yönlendirmek gerektiğini de söylemeden geçmiyor.

Her türde olduğu gibi bu tür bir kitapta da yazarın başarısı ve içeriğin kalitesi okumayı sevdiriyor sanırım. Tüm önyargılarıma rağmen, toplamda 15 kısa hikayeden oluşan Soytarı kitabındaki birçok hikayeyi etkileyici bulduğumu söylemem gerek. Yazarın tarzını sevdiğimden mi, uygun ruh hali içerisinde olduğumdan mı bilinmez kitabın kapağını okuduğuma memnun bir şekilde kapattım. Özellikle “Bir masal” hikayesinde anne olmanın zorluklarını çok ustaca betimlemiş yazar. “Muharrir ve Şeytan” hikayesinde bir yazarın öldükten sonra

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir