
Hayatın tüm anlamsızlıklarına inat yaşamaya devam edebilmek veya bütün bu anlamsızlıkları istenilen anda bitirmenin anahtarını kullanabilmek, yani intihar ve bu iki arada salınan sarkaç, yaşam.
Kitap, belki de bu hayatta karşımıza çıkabilecek en önemli felsefi soruna layık derin bir anlatıma sahip. Yazarın konuyla ilgili denemelerini içeren kitaba güzel bir heves ile başladım ancak ne yazık ki devamı aynı güzellikte olamadı. Belki sürekli dikkatimin dağılmasından, belki yorgunluktan veya belki de yazarın cümlelerini idrak edebilecek seviyede olmadığımdandır bilemiyorum, kitap bana aşırı zor ve yorucu geldi. Aynı cümleleri tekrar tekrar okuyup yine de yazarın gerçekte ne anlatmak isteyebileceği ile ilgili kafamda bir şey canlanmayınca ister istemez karamsarlığa düştüm.
Ee ilkinde dikkatim dağınıktı, ikincide gözüm telefona kaydı, üçüncü turda ne oldu? Neyse bu cümleyi geçeyim devamında muhakkak açıklayıcı bir şeyler eklenmiştir diyerek savuşturulmuş cümlelerin arasında ağır aksak ilerlemeye çalıştıkça cümleler paragraflara, paragraflar sayfalara dönüştü ve ben ne yazık ki okuma hevesimden de olmaya başladım.
Neyse bu hafta yorucu geçti ondandır, bu hafta pek keyfim yok, şimdi onun sırası değil falan derken çok şükür kitabın sonunu görebildim ancak incelemelerde anlatılan “10/10 epic!!!!111” tadına ne yazık ki ulaşamadım.
Kitapla ilgili bir şey yazmayı da düşünmüyordum ancak tekrar okumaya yeltenirsem bir önceki seferde neler hissetmiştim kendime hatırlatmam olsun diye düşünerek, biraz zorlanarakta olsa bu satırları yazmak istedim.
Ayrıca kitaba başlamayı düşünen ancak henüz herhangi bir Albert Camus kitabı okumamış kişilere de bu kitabın kesinlikle yanlış bir başlangıç kitabı olacağına karar verdiğimi söylemek istedim.