Koca koca puntolarla yazılmış bir başlık “Hayatı Yeniden Keşfedin” altına kırmızı şeritte sarı rengiyle abartılı bir slogan “daha cesur, üretken ve doyumlu bir hayat için gerekli araçlar”, bunları görünce bir türlü kurtulamadığım şekilciliğimin bana verdiği ilk izlenimle zihnimin derinliklerinde bir ses yükseliyordu: “Çöp bir kişisel gelişim kitabı bu!”
Neyse ki görselliğe takılmayıp kitap hakkındaki övgüleri dikkate alarak kitabı okudum. Okurların kişisel gelişim kitaplarından tam olarak ne beklediklerini bilmiyorum. Herhangi bir kitaba başlayıp, sorunlarından tamamen kurtulmuş bir şekilde kitabı tamamlamayı bekliyor olabilirler. Bu beklenti doğal olarak hayal kırıklığını da birlikte getirecektir. Benim beklentim; hayatı biraz daha anlamlandırabilmek, insan davranışlarının altında yatan sebepleri daha iyi anlamak, kısaca kendimi ve çevremdekileri daha iyi tanımak, problemleri oluşturan sebeplerin temellerini anlayarak onların üstesinden gelmek veya onlardan kaçınmak.
İnsan kısacık hayatında o kadar farklı kişilik tipiyle karşılaşıyor ki, evet temelde hepimiz insanız ancak biraz daha yakından bakınca birçok farklılıklarımız var. Bazı insanlar çok hırslı oluyor. İş hayatında veya özel hayatta, basit bir oyun oynarken bile hep kazanmayı düşünüyor, eğlenmek yerine oyunu bir görev hırsıyla sadece kazanmak için oynuyor. Hiç rahatlayamıyor, kazanamazsa aşırı sinirleniyor uykuları kaçıyor. Bazı insanlar sürekli yanındakinin davranışlarına ayak uyduruyor. Bir karar verme anında hep aynı cevabı veriyor “ben sana uyarım”. Gerçekten kendisinin neyi sevip neyi sevmediğini çok düşünmüyor. Hep ailesinin istediği şeyleri yerine getiren ailenin uslu çocuğu. Bazı insanlar var ne olursa olsun hep benim dediğim olsun istiyor. Bazı kadınlar şiddet eğilimli erkeklere aşık oluyor, bazı erkekler seviyorum dediği kadına şiddet uyguluyor. Bazı insanlar hayatın her alanında sürekli kendisini yetersiz veya başarısız görüyor. Hiçbir akşam yalnız kalmak istemeyen ve ortamdan ortama koşan birisi ile kalabalıklardan tiksinen, mümkün olduğu en kısa sürede sessiz sakin evine dönmek isteyen kişi neden birbirinden bu kadar farklıdır? Bazı insanlar hayat karşısında sürekli kuşkucu olurlar. Bazı insanlar gerçekten sevildiğini anlayınca kaçıyor, bazı insanlar sürekli çocuk gibi sevilmek istiyor.
Yazar Jeffrey Young ve Janet Klosko’ya göre bütün bu problemlerin temelinde yatan bazı sebepler var. Eğer siz bunlara problem derseniz tabii. 🙂 Kitapta bu problemler şemalar olarak ele alınmış. Bu davranışlar gruplanarak 11 başlıkta toplanmış:
- Terk Edilme Şeması
- Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanılma Şeması
- Duygusal Yoksunluk Şeması
- Sosyal İzolasyon Şeması
- Bağımlılık Şeması
- Dayanıksızlık Şeması
- Kusurluluk Şeması
- Başarısızlık Şeması
- Boyun Eğicilik Şeması
- Yüksek Standartlar Şeması
- Haklılık Şeması
Kitap “Şema nedir?” sorusuna cevap vererek başlıyor, daha sonra da “Şema nasıl değişir?” sorusunu açıklamaya çalışıyor. Bazı insanlar çocukluk döneminden sonra insanın değişmeyeceğine inanıyor, bazı insanlar da gençlik döneminin sonuna kadar değişim hakkı tanıyorlar. Yazarlara göre ömür boyu değişim mümkün ancak sürecin kolay olmayacağını da belirtiyorlar. O kadar kitap yazdılar tabii bir de mümkün değil mi deselerdi? Şu kısmı da unutmamak lazım insan ancak kendisi isterse değişebilir, yani başkasını düzeltmeye çalışmak zor bir uğraş.
Elimdeki kitap Psikonet yayınlarından 2017 yılında çıkmış 12. baskı. Çeviri hatası mı editör hatası mı bilmiyorum gözüme takılan çok hata çıktı. Harf hataları, kelime hataları, devrik cümleler. Sanırım her ikisi de! 12. baskısı yapılan bir kitap için kötü bir durum. İnsanlara üç kuruşa çevirmenlik yaptırıp paralarını da aylar sonra ödeyen yayın evlerini hatırladıktan sonra önemli olan içerik deyip devam ediyorum.
Uzun zaman sonra ilk defa kitap okurken elime kâğıt kalem alıp notlar aldım. Yazarlar anlattıkları bölümdeki şemanın sizde olup olmadığını tespit edebilmeniz için bazı çizelgeler hazırlamışlar. Çizelgede sorular var, bu sorulara 1’den 6’ya kadar puan veriyorsunuz. Bütün puanları topladığınızda puan yüksek çıkarsa muhtemelen o bölümdeki şema sizde var diye düşünülüyor, puan düşükse muhtemelen bu şema sizde yok diye düşünülüyor.
Haklılık şemasından bir örnek: “İstediğimi elde edemezsem sinirlenirim.”
Bu sizin için ne kadar doğru? Bu soru gibi 10 soru var. Hepsini puanlayıp size uyup uymadığına bakıyorsunuz. Burada benim aklıma şöyle bir soru geldi, insan kendini tarafsız olarak ne kadar doğru değerlendirebilir? Gerçekten sürekli kendini haklı bulan, haklı çıkaran birisi bu sorulara ne derece sağlıklı cevap verebilir? Sanırım bir kitap okumayı, bir psikolog ile görüşmekten ayıran kritik noktalardan birisi burası, dışarıdan bir gözle değerlendirilmek ile kendi kendini değerlendirmek arasındaki ciddi fark.
Bu sorulara cevap verip, sizde bu şema var mı, yok mu belirledikten sonra yazarlar bu şemanın ne olduğundan kısaca bahsediyor. Her bölümde kendi danışanlarından örneklerle açıklamışlar. Şemanın oluşma sebeplerinden bahsediliyor. Tahmin edeceğiniz gibi insanın çocukluk dönemi, ailesi, yetiştiği ortam bu şemaların oluşumunda büyük rol oynuyor. Bu şemanın nelerden kaynaklanabileceğini anlatan yazar sizi de biraz düşünmeye zorluyor. Sebepler anlatıldıktan sonra bu şemadan kurtulmak ve değişebilmek için neler yapılabileceğinden bahsediyor.
Şemaları okurken hem kendi davranışlarımızın altında yatan sebepleri daha iyi anlamaya başlıyoruz hem de bizde olmayan ancak çevremizdeki insanlarda gördüğümüz davranışları anlamaya başlıyoruz. Bu yüzden sizde olmadığını düşündüğünüz şemalar hakkındaki bölümleri okumak da faydalı.
Kitabı nadir kitap sitesinden ikinci el olarak almıştım. Önceki sahibinin altını çizdiği yerleri görmek, “bu bennnn” diye düştüğü notlar ve alışveriş hastalığı dertleri gibi şeyler okuma serüvenime ayrı bir tat kattı. 🙂
Kitabın son kısmında ise “Değişim Felsefesi” adlı bir bölüm var. Bu kısımda yazarlar değişimin hangi şartlarda nasıl mümkün olduğuna dair sizleri ikna etmeye çalışıyorlar.
Kitap herhangi birinin dertlerine çözüm olur mu bilemiyorum ancak problemlerin altında yatan sebepleri anlamak adına çok değerli olduğunu düşünüyorum. Her bölüm detaylı ele alınmış, kendinizden veya çevrenizden kısımlar bulabileceğinize eminim. Tek seferlik okumanın da yetmeyeceği tipte kitaplardan birisi. Keyifli okumalar.