
Çeviri: Barış Bayıksel
Cezası olmadıkça, kaçmanın da zevki olmaz.
Yazarın tanıtıldığı kısımda ;
“Kobo Abe’nin gerçeküstü ve yer yer karanlık betimlemeleri, mutsuzluk içinde devinen karakterlerin bunalımları romanlarının ana izleğini oluşturur”
“Kitapları ruh öğüten ve yalnızlaştıran kapitalist topluma duyulan güvensizliğin ve kaçış arayışının destansı bir ifadesi haline gelir”
şeklinde iki cümle yer alıyor. Bu cümleleri neden buraya taşıyorum, çünkü bu iki cümle kitabı çok net ve güzel bir şekilde özetliyor. Kitabı bitirdiğimde yazılanları taktir ediyordum, beğenmek istiyordum ancak içimde istemsiz bir hoşnutsuzluk vardı. Bu durumun görebildiğim iki sebebi vardı; yazar gerçekten de çok karamsar ve kasvetli bir hava oluşturmuştu ayrıca betimlemeler yer yer can sıkıcı hale gelmişti.
İlk olarak kasvetli havaya değinecek olursak, verilmek istenen fikrin yani: “kapitalist topluma duyulan güvensizliğin ve kaçış arayışının”, duygunun karşı tarafa iyi bir şekilde aktarılması için böyle bir ortam oluşturulması gerekliliğini anlayabiliyorum ve yerinde buluyorum. Yer yer bir gerilim romanına dönüşen kitap; tutsaklığı, bulunduğu ortamdan kaçma isteğini, çaresizliği ve insani arzuları gerçekten güzel bir şekilde hissettiriyor. Ancak böyle bir kitap okumak herkesin hoşuna gitmeyebilir.
Yazar farklı bir ortama girildiğinde oluşan o ilk şaşkınlığı ve kabullenmeme durumunu, daha sonra bu duruma karşı gelmek için yapılan çırpınışları ve eğer yeteri kadar zaman geçerse de içerisinde bulunulan durumun sıradanlaştığını ve kabullenişi, direncin yavaş yavaş kırılmasını çok güzel bir şekilde anlatmış. Günümüzde özel sektör çalışanları iş hayatlarında bu evrelerden geçiyorlar, maalesef. Kötü veya olumsuz bir ortamda çok uzun bir süre kalınca o ortama alışmanın ve o ortamın artık sıradanlaşmasının yanlışlığını kitapta görebiliyoruz.
İlk olarak kasvetli hava demiştim. İkinci sebep ise betimlemeler. Bu kısma herkes katılmayabilir. Sanırım ben biraz daha olay ağırlıklı kitapları seviyorum. Bu kitapta yazar, karanlık havanın oluşmasını sağlayan betimlemelerin dışında benim için gereksiz olan ancak detay seven insanların hoşuna gidebilecek çok ayrıntılı betimlemelere yer vermiş. Çevre detayları, karakter detayları gibi. Şimdi bu detayların bazılarının benim gözümde anlatılan konuya ve olaylara katkısı çok fazla yok, yani gereksiz buldum. Hatta çok uzatılan yerlerde ciddi manada canım sıkıldı. Sadede gelecek mi acaba yazarımız diye iç geçirdim. Kısa bir kitap olmasına rağmen ben de bu izlenimi oluşturdu.
Çok fazla inceleme yapılmamasından faydalandım. Benim için biraz uzun bir yazı oldu ve gittikçe dağılmaktan, tekrarlara düşmekten korkarak burada bitiriyorum. Umarım fikir edinmenize yardımcı olur. Genel olarak kitabı beğendiğimi söylemek istiyorum ancak kitabın kasvetli havasından dilim bunu söylemeye yanaşmıyor.