İçeriğe geç

Gurur ve Önyargı – Jane Austen

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri: Hamdi KOÇ

Basım: Mart, 2016

Bazen saçma gibi görünse de, genelde okuduğum kitapları günümüz ile kıyaslarım. Çünkü başarılı bulduğum yazarları, yaşadıkları çağların ötesinde bireyler olarak görmek hoşuma gidiyor. Sanırım yazar dönemimizi güzel anlatmış, demeyi daha çok seviyorum. İncelememle biraz çelişecek ancak bunu dile getirmek istedim. Bu kitabı günümüz ile kıyaslayınca karşılaştığım senaryo pek ilginç değil. Nedeni de, insanlığın yaklaşık 200 senedir geliştiği, çağ atladığı söylense de bazı şeylerin hiç değişmediği gerçeği ortada. En azından duygusal olarak.($)

Ben kitapta neler mi gördüm? Sınıf farklılıkları ve bu farklılıkların ilişkilere doğrudan etkileri, sevgi dediğiniz şeyi aramaya çıkmadan önce bilin ki sevgi, aşk karın doyurmuyor dostlarım yani her şeyin başı maddiyat. Zengin birini bulun ki, eninde sonunda rahata ve mutluluğa kavuşursunuz. En azından sizden daha düşük mertebede veya sizden daha düşük maddi kazanca sahip biri olmasın o da yeter. Fakirler de ölsün, diyecek değilim tabii. Anlatmak istediğim bu durumun altında yatan sebeplerin değişmediği, belki de değişemeyeceği gerçeği.

Dedikodu dostlarım, komşuluk ilişkilerinin bittiği söylenen şu günlerde bile hızından hiç bir şey kaybetmedi. Kitapta geçen balolar yerine, insanların evlenecek çağa gelmiş çocuklarıyla birlikte gelin-damat adayı seçmeye düğünlere gittiği günler henüz geride kalmış değil.

Toplum baskısı biraz esnemiş gibi görünse de aslında, değişen şey insanların umursamazlığının artması. Soğuk insanlara karşı her zaman büyük bir ön yargı oluştuğu hala bir gerçek. Soğuk yerine; duygularını kolay bir şekilde ifade edemeyen, sürekli ciddi görünen veya tanıştığı herkesle can ciğer olmaya çalışmayan demek istiyorum. Ama bu konunun bir çok boyutu var. Toplum bugün kötü dediğine yarın iyi, yarın iyi dediğine ertesi gün çok kötü diyebilir, diyebiliyor. Daha çok kıyaslama yapılır ancak abartmaya gerek yok.

Akıcılığı sağlamak için kurulan diyalogların fazla, gereksiz, kendini tekrar eden yapısı bence can sıkıcı bir boşluk oluşturmuş. Ben ne okudum şimdi hissiyatından kurtulamadım ne yazık ki. Ayrıca olaylar çok tahmin edilebilir bir sadelik ve basitlik içerisinde.

Buraya kadar yazdıklarımdan, kitaba yeni başlayacaklar bir şeyler çıkarabilirler mi, emin olamadım. Ancak kitabı tavsiye edemediğimi üzülerek söylemek istiyorum. Belki biraz abartı olacak ancak klasiklere bakış açım da değişti diyebilirim. Her klasik mutlaka okunması gerekir, görüşü yanlış. Ya da her kitabı okumak için bir zaman var ve benim için bu zaman çoktan geçmişti, biraz daha gençken okumalıydım belki de bilemiyorum. Üniversiteyi henüz bitirmemiş gerç arkadaşlarım kitaba bir fırsat tanısınlar.

Buradan sonrası kitabı okuyacak arkadaşların tadını kaçıracak spoiler içerebilir. Uyarmış olayım.

Kitabın çok beğenilmesinin sebeplerinden birisinin, yazarın okuyucuya istediği bir son vermiş olmasından kaynaklandığını düşünuyorum. 200 yıl önceki kitabı klişe olarak yargılamak doğru değil tabii. Yine de ana karakterlerimiz muradına erdi, çekemeyenler elleri boş kaldı. Yalan söyleyenlerin bir gün foyası ortaya çıktı. Son olarak şunları söylemek isterim, öyle bir önsöz okudum ki beklentim çok yükseldi. Kitap kötü demek haddime değil, abartıldığı fikrine kapıldım ve nedenini anlayabildiğimi düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir