
Senarist olan Thomas H. Schulman’ın yazdığı, yarı otobiyografik sayılabilecek bir filmin senaryosuymuş ve Nancy H. Kleinbaum tarafından kitap haline getirilmiş bir esermiş. Kleinbaum’un yazarlık serüvenine baktığımda birçok meşhur senaryoyu kitaplaştırdığını gördüm ve bu bana ilginç geldi çünkü genelde kitapların filme uyarlanmasına aşinayım.
Ölü Ozanlar Derneği isminden uzun zamandır haberdardım ancak hem kitabını hem de filmini bugün bitirebildim. Film ile kitap arasında çok ciddi farklar yok, ufak tefek farklılıklar var. Önce kitabı okuduğum için en büyük farkı benim hayal gücüm oluşturdu. 🙂 Onun dışında sanırım yazar Kleinbaum senaryoyu bire bir yazıya döktükten sonra, dur şuna biraz tuz biber ekleyeyim bu böyle bire bir iyi olmadı, diye düşünerek abartmadan kendi eklemelerini yapmış.
İçeriğe gelecek olursak ana fikir birçok incelemede de belirtildiği gibi “Hayat kısa, hepimizin sonu ölüm, hayallerinin peşinden git, hazır yapabiliyorken anı yaşa ve farklı ol!” şeklinde. Kısa vadede her ne kadar motive edici olsa da hiçbirimiz 100 metre koşusunda değiliz, hayat uzun bir maraton ve bu maraton boyunca her zaman motive şekilde ilerleyebilmek pek mümkün değil. Zaten bu sebeple yılbaşında alınan kararlar, insanın kendisine verdiği sözler, büyük bir dilim pasta yedikten sonra başlanan diyetler, sporlar pek uzun ömürlü olmuyor. Yine de zaman zaman moral ve motivasyona ihtiyaç duyuyoruz, çünkü makine değil duyguları olan varlıklarız.
Kitap ya da film; katı kurallar ile eğitim yapılmaya çalışılan bir okula yeni gelmiş aykırı bir öğretmenin, gençlerin kalplerine dokunarak onları nasıl da kalıplarının dışına çıkılabileceğini anlatıyor. Tabii ki aileler, okul yönetimi ve diğer öğretmenler bu aykırı duruma kesinlikle karşılar. Başına buyruk sanatçılar, şairler değil disiplinli doktorlar, mühendisler yetiştirmek istiyorlar, makine gibi işleyen bir düzene ihtiyaç var duygulara kesinlikle yer yok! İşte böylesi katı bir ortamda değişim ne kadar mümkün olabilir ki?
Bir yandan insanın kendini keşfetmesi, hayallerinin peşinden gitmesi, hayattan ne istediğini öğrenmesi gerektiği gibi konular vurgulanırken diğer yandan da bunun öyle kolay bir yol olmadığı ve bu yolda ciddi bedeller ödenmesi gerekebileceği acı bir şekilde gösterilmiş. Bittiğinde insanı kısa da olsa düşünmeye, sorgulamaya iten kitapları ve filmleri seviyorum, bu da onlardan birisi oldu benim için.