İçeriğe geç

Eşekli Kütüphaneci | Mustafa Güzelgöz’ün Hikayesi Üzerine Notlar

Fakir Baykurt

Eşekli Kütüphaneci ile Tanışma

Zamanında ülkemizden gönderilmiş Yunanlardan birisinin torunu, büyükannesinin masal tadında anlattığı topraklar olan Ürgüp, Nevşehir’i ziyaret etme planları yapar. Amacı dinlediği hikayelerdeki büyülü Anadolu’yu görmek, başta mantı olmak üzere güzel lezzetlerini tatmak, yaşantıları tanımak ve dönerken de hatıra olarak bir avuç toprak, iki şişe su götürmektir.

İş ciddiye biner ve Larisalı Dimitrios yollara düşer. Onu bekleyen ise hiç tahmin etmediği bir tanışma olacaktır: Anadolu’nun misafirperverliğiyle birlikte “eşekli kütüphaneci” lakabıyla anılan Mustafa Güzelgöz.


Mustafa Güzelgöz Kimdir?

Peki kimdir bu eşekli kütüphaneci? Mustafa Bey, Dimitrios ile tanıştığı andan itibaren ona çok sıcak davranır. Her ne kadar kendisi hakkında konuşmaktan çekinse de, kitap boyunca misafirine kendi hikayesini, çocukluğundan eşine kadar detaylıca anlatır.

Bir kütüphane memuru olarak Ürgüp kütüphanesinde çalışan Mustafa Bey, halkın kitaplara ilgisizliğini görüp bu duruma içerlenir. Ama eşekli kütüphaneci olmasının sebebi yalnızca bu değildir.

Resmi köy ziyaretlerinde, kaymakam ve diğer memurlar saygıyla karşılanırken, Mustafa Bey hep görmezden gelinir. Eşi Hanife Hanım’ın “Onlar köye hizmet götürüyor, ondandır” sözünden sonra o da kararını verir: Köylere kitap götürmek. Böylece eşekli kütüphanecilik başlar.


Kitap Sevgisi ve Mücadele

Mustafa Bey için kütüphanecilik yalnızca kayıt tutmak değildir. O, insanları kitapla buluşturmayı görev bilir. Çocukluğunda kitaplara erişimi olmadığını, başkalarının da aynı sorunla karşılaşmaması gerektiğini düşünür.

Bu yol elbette çetrefillidir. Kaymakamlığın kapısında ağlamayı bile göze alır; yeter ki köylerde kadınlar, çocuklar kitap okuyabilsin. Dinamik ve kararlı oluşu, kitap sevgisiyle birleşince Anadolu’da unutulmaz bir iz bırakır.


Fakir Baykurt’un Kaleminden Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt, Eşekli Kütüphaneci kitabında Mustafa Güzelgöz’ün hikayesini aktarırken yalnızca bireysel bir mücadeleyi değil, aynı zamanda siyasi olayları, köy enstitülerini ve Anadolu’nun sosyal yapısını da işler.

“Kalk Çalış Başarısız Ol!” kitabını okuduktan sonra bu kitaba geçtiğimde, başarı kavramının Anadolu’da nasıl cezalandırıldığını görmek beni hiç şaşırtmadı. “Başarı, bu topraklarda asla cezasız kalmaz” sözü, Mustafa Güzelgöz’ün hikayesinde de doğrulanıyor.


Anadolu Sofraları ve Kültürel Detaylar

Elbette kitap yalnızca mücadele değil, keyifli sahnelerle de dolu. Dimitrios misafirliklerde Anadolu’nun lezzetlerini tadıyor, şarap üretimiyle köylülerin kalkınmasına şahit oluyor.

Ve tıpkı Geralt of Rivia’nın Dandelion’u olduğu gibi, Mustafa Bey’in de Refik Başaran’ı var. Nota bilmeden sazı konuşturan, kadınlara düşkünlüğüyle tanınan bu müzisyen kitabın renkli karakterlerinden biri.


Son Söz

Eşekli Kütüphaneci sadece Mustafa Güzelgöz’ün hikayesini değil, aynı zamanda Anadolu’nun kültürel hafızasını da aktarıyor. Dimitrios’un defterine not ettiği bu yolculuk, okura hem ilham veriyor hem de düşündürüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir